bugün
- bik bik'in balona binmesi22
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar9
- icardi190518
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- bir kadının yemek ısmarlaması12
- icardi1905 silik olsun kampanyası23
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- futbolcu ismiyle nick almak9
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- anın görüntüsü19
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı16
- kanınıza rengini verir misiniz16
- abır nerede sorunsalı8
- arkadaşlar biri var11
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır32
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri14
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır8
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak13
- uzağı göremeyen insan18
- türkiyede çok abartılan arabalar15
- alınan en güzel iltifat8
- vatandaşlık farkı alan otel10
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım28
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı11
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olsun8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
entry'ler (472)
Halime yücel, galatasaray üniversitesi iletişim fakültesinde öğretim üyesi imiş.
Kendisini Eric Maigret'in Medya ve iletişim Sosyolojisi adlı kitabına yaptığı korkunç çevirisinden ötürü buradan tebrik ediyorum.
Kendisini Eric Maigret'in Medya ve iletişim Sosyolojisi adlı kitabına yaptığı korkunç çevirisinden ötürü buradan tebrik ediyorum.
öğrenci işçi programıdır. arkadaş edinmek kilometrelerce ötede kendi ayaklarınız üstünde durabilmek açısından iyi, lakin 3 ay boyunca sunduğu iş ortamı açısından katlanılması zordur. bazıları abartıp work and travel çok iyiydi abiiiğ çalışırken bile çok eğlendim der zannımca bu kişiler 9 ay şehirde evde oturup sadece o üç ay sosyalleşmektedir ya da gerçekten %5 lik o iyi işveren otele, eğlence parkına, markete vs denk gelmişlerdir.
work and travel'ın mantığı basittir. amerikada çalışanlarına overtime ödemek istemeyen işverenler work and travel sayesinde kendilerine ucuza işçi bulurlar hem de kaldığınız yer genellikle konaklama vs sağladığı için işteyken öğle yemeği vs de derken para yine işverene geri döner. unutmayın çalışırken kölesiniz, işveren bırakayım da sen iş arkadaşınla azıcık sohbet et ingilizceni geliştir demez ya da yoruldun azcık soluklan demez çalıştığın sürede maksimum verim sağlamaya çalışır. ki iş dünyasının kuralı da bu zaten. bu sebepten eğer el bebek gül bebek yapınızı bozamayacaksanız hiç başlamayın bu işe. lifeguardsan o güneşin altında ayakta (şanslıysan oturarak) bekleyeceksin.
nisanda başvurduğumdan o.ç. şirketimin de uğraşmamasıyla son kalan işi seçmek zorunda kalmıştım ve wisconsin dells 'te bir otelde housekeeper lık ve main lodge lık yaptım. bu süre zarfında meksikalı supervisor ımın yavşamalarına, diğer supervisorların bazılarının sexist yaklaşımlarına, sevmediğinizi anlayıncaki o dışlayıcı tavırlarına vs maruz kaldım. söylediklerine cevap verip karşı çıkabiliyor olmamdan dolayı her fırsatta şikayet edip yönetimle sorun yaşamamı sağlamaya çalıştılar. çünkü unutmayın orada her şeye tamam diyen çinlileri ya da yalapşap iş bitiren ruslar gibi kişileri severler. siz de benim gibi ikinci günden biz mülteci değiliz böyle davranamazsınız diyecekseniz işiniz var. *
ve unutmayın eğer supervisorlarınızda meksikalılar yoğunluktaysa ve biri size takarsa mutlaka hepsi takar ona göre gardınızı alın amerikalılardan yanınızda duracak üstlerle muhabbetinizi iyi yapın ki yerinizi koruyun, programın bitmesine bir ay kala başka iş aramak zorunda kalmayın.
işte zorlanmış biri olarak para ayarladık yine gider misin deseniz son sınıf olmasam giderim derdim. lakin yukarıda bahsettiklerimi aklınızdan çıkarmayın. çok güzel anılarla geri döneceksiniz.başarılar *
work and travel'ın mantığı basittir. amerikada çalışanlarına overtime ödemek istemeyen işverenler work and travel sayesinde kendilerine ucuza işçi bulurlar hem de kaldığınız yer genellikle konaklama vs sağladığı için işteyken öğle yemeği vs de derken para yine işverene geri döner. unutmayın çalışırken kölesiniz, işveren bırakayım da sen iş arkadaşınla azıcık sohbet et ingilizceni geliştir demez ya da yoruldun azcık soluklan demez çalıştığın sürede maksimum verim sağlamaya çalışır. ki iş dünyasının kuralı da bu zaten. bu sebepten eğer el bebek gül bebek yapınızı bozamayacaksanız hiç başlamayın bu işe. lifeguardsan o güneşin altında ayakta (şanslıysan oturarak) bekleyeceksin.
nisanda başvurduğumdan o.ç. şirketimin de uğraşmamasıyla son kalan işi seçmek zorunda kalmıştım ve wisconsin dells 'te bir otelde housekeeper lık ve main lodge lık yaptım. bu süre zarfında meksikalı supervisor ımın yavşamalarına, diğer supervisorların bazılarının sexist yaklaşımlarına, sevmediğinizi anlayıncaki o dışlayıcı tavırlarına vs maruz kaldım. söylediklerine cevap verip karşı çıkabiliyor olmamdan dolayı her fırsatta şikayet edip yönetimle sorun yaşamamı sağlamaya çalıştılar. çünkü unutmayın orada her şeye tamam diyen çinlileri ya da yalapşap iş bitiren ruslar gibi kişileri severler. siz de benim gibi ikinci günden biz mülteci değiliz böyle davranamazsınız diyecekseniz işiniz var. *
ve unutmayın eğer supervisorlarınızda meksikalılar yoğunluktaysa ve biri size takarsa mutlaka hepsi takar ona göre gardınızı alın amerikalılardan yanınızda duracak üstlerle muhabbetinizi iyi yapın ki yerinizi koruyun, programın bitmesine bir ay kala başka iş aramak zorunda kalmayın.
işte zorlanmış biri olarak para ayarladık yine gider misin deseniz son sınıf olmasam giderim derdim. lakin yukarıda bahsettiklerimi aklınızdan çıkarmayın. çok güzel anılarla geri döneceksiniz.başarılar *
15 saat.
üç dört gün sabaha karşı uyuyup akşam uyanmayı deneyin sonra hayat enerjinizi görelim.
üç dört gün sabaha karşı uyuyup akşam uyanmayı deneyin sonra hayat enerjinizi görelim.
yazarlar arasında infiale sebep olan fotoğraflardır.
açıkçası bu fotoğrafların altında niyet aramanın aşağılık komplexi ya da ülkeyi batı şehirlerinden ibaret sanmakla alakası yok.
bu fotoğraflarla fotoğrafçı düpedüz bir algı yaratmaya çalışmış ve bunu görmek çok net. kimse burda urfa fotoğraflarından utanmıyor lakin türkiye'nin modern yüzünü de göstermesi gerekirdi. bu sebepten düpedüz bu bir algı yaratma çabası ürünüdür. bir insan istanbul'a gidip nasıl bu kadar ıskalar sorusunun cevabıdır.
açıkçası bu fotoğrafların altında niyet aramanın aşağılık komplexi ya da ülkeyi batı şehirlerinden ibaret sanmakla alakası yok.
bu fotoğraflarla fotoğrafçı düpedüz bir algı yaratmaya çalışmış ve bunu görmek çok net. kimse burda urfa fotoğraflarından utanmıyor lakin türkiye'nin modern yüzünü de göstermesi gerekirdi. bu sebepten düpedüz bu bir algı yaratma çabası ürünüdür. bir insan istanbul'a gidip nasıl bu kadar ıskalar sorusunun cevabıdır.
5 senedir bu sözlüğün yazarı ve uzun süre ara vermiş bir yazar olarak gözlemlediğim şey ırkçılığın ve troll lüğün inanılmaz arttığı sözlüktür.
bunun yanında eskiden ırkçı yazarlar birikimliydi en azından. fakat şimdi savunduğu şeyin altını dolduramayan tüm ergenlerin toplaştığı sözlüktür eski eğlencesi asla kalmamıştır bu yüzden ki faal olarak gördüğüm herkes 10 ve üstü nesillerden.
bunun yanında eskiden ırkçı yazarlar birikimliydi en azından. fakat şimdi savunduğu şeyin altını dolduramayan tüm ergenlerin toplaştığı sözlüktür eski eğlencesi asla kalmamıştır bu yüzden ki faal olarak gördüğüm herkes 10 ve üstü nesillerden.
depresyondayım deyip ağlanmaz uyunur. uyunulur
sözlüğe ara veren eski nesilleri şaşırtacak gelişmedir.
Turk has no friend except Turks.
allahın belası karanlık aralık ayına bağladığım durgunlaşma. hiç güneş yok yok güneş. öğlen uyanıyorsanız o ışığı açacaksınız. yok çünkü
peri. perisu değil peri.
sözelcilerin sözel 1 sözel 2 ve mat1 çözerek her türlü 80 üstü alabildiği, özellikle bu dönem sınav sorularının zorluğu sebebiyle tm ve mf den çözenlere üzüldüğüm sınav. çünkü öylesine girmeme rağmen 83 aldım ben de şaşırdım.
edit: sözelcilere rahat olun demeyi amaçlayan işbu entry zeka gösterisi içermemektedir. swh
edit: sözelcilere rahat olun demeyi amaçlayan işbu entry zeka gösterisi içermemektedir. swh
yazarlar en fazla kimlerden dinlemeyi severler şeklinde de yorumlanabilecek şarkılar. çünkü bazen şarkılar kimlere ait bilemiyoruz. benimkiler şunlar:
vashti bunyan- train song, winter is blue, 17 sugar elephants
billie holiday- gloomy sunday
my morning jacket- dondante
my brightest diamond- something of the end
camel- rajaz
portishead- glory box
chris isaac- wicked game
the black keys- little black submarines
massive attack- teardrop
radiohead- paranoid android
the mamas and the papas- dream a little dream of me
vashti bunyan- train song, winter is blue, 17 sugar elephants
billie holiday- gloomy sunday
my morning jacket- dondante
my brightest diamond- something of the end
camel- rajaz
portishead- glory box
chris isaac- wicked game
the black keys- little black submarines
massive attack- teardrop
radiohead- paranoid android
the mamas and the papas- dream a little dream of me
Okuyunca yine mi kar yağıyor korkusunu yaşatan eylemmiş öğrenmiş oldum.
onur özdemirin ayşe hatun önalla düet yapmasının şokundan sonra youtubeda hemen şarkıyı değiştirmek için o sinirle önerilerden açtığım aa iyiymiş aslında diyip tekrar dinleten alt yapısı güzel sözleri de hoş şarkıdır. önyargıyla dinlememe rağmen çellodan mıdır nedir sevdirmiştir.
Ayşe hatun önal (bu arada eski albümünde kalbe ben adlı şarkısı güzelmiş bu vesileyle öğrenmiş oldum) gibi para için müzik yapanlar tayfasındadır artık. adam ismini bile değiştirmiş adeta.onurr olmuş.
Mükemmel bir dizi. Klasik müzik sevmeyenleri sevdirecek cinsten.
Bu sene gönüllük yapma fırsatını bulduğum stkdır. Düşler atölyesinde çocuklarla haftalarca boyalarla Haşır neşir olduk çok güzel işler de çıkardık.ancak bunun yanında belirtmeliyim ki tegve gelirken çok şey beklemeyin. Ateş böceği gibi bir oluşumda değilseniz kurumu okul sonrası etüd merkezi gibi de düşünebilirsiniz.
Tegvde derste sınıfta kavga çıkaran vs çocuklar için parola vardır sen bir x .abladan kırmızı kalem getir denilerek çocuk gönderilir ve etkinlik bitene ya da çocuk sınıfa dönmek istiyorum diyene kadar orada resim vs yapar. Şimdi ben kendi adıma hiç göndermedim toz boyaları birbirine üfleyen çocukları kavga edenleri falan. Ama öğretmenlik okuyan tak tak topukla gelenler genelde 20 senedir öğretmenim bıktım tavrına girip gönderebiliyorlar.burada en önemli olan çocuklara öğretmenmiş gibi mesafeli davranmayıp arkadaşları gibi olabilmek ego tatmini değil yani.
Bağırmayın anlayışı da yoktur tegvde. Eğitim birimleri görevlileri sizle ilgilenmezler kurumun amacının pek farkında değil gibilerdir, niyetleri o günü geçirebilmektir. Sınıftan tuvalet bahanesiyle çıkanlar orda koşuyormuş diye kaç kez çalışan görevli amcalar ben sınıftayken sınıfa bağırmıştır. Tabi burda bir de şu var çocuk 2. Sınıfta zaten orayı bir oyun merkezi olarak görüyor sen iki derslik bir sürede her şeyi kendimiz yapacağız diye toz boyalarla tutkallarla çocuğa bazen eziyet etmiş oluyorsun.
Lakin çok da güzel şeyler yaşanabiliyor misal bana bir çocuk evde kağıt hazırlayıp getirmişti üstüne beni sevdiğini yazmış yapıştırmalar yapıştırmış.ben resim yapmayı sevmem kız oyunları bunlar diyen çocukların da zaman geçtikçe grup çalışmasına alıştığını gözlemleyebildim. Fakat öyle çok da sevgi dolu bir ortam olmadığını da belirtmem gerek siz öğrencilerle gülün bittiğinde de anahtarı teslim edin çıkın derim boşverin.
Tegvde derste sınıfta kavga çıkaran vs çocuklar için parola vardır sen bir x .abladan kırmızı kalem getir denilerek çocuk gönderilir ve etkinlik bitene ya da çocuk sınıfa dönmek istiyorum diyene kadar orada resim vs yapar. Şimdi ben kendi adıma hiç göndermedim toz boyaları birbirine üfleyen çocukları kavga edenleri falan. Ama öğretmenlik okuyan tak tak topukla gelenler genelde 20 senedir öğretmenim bıktım tavrına girip gönderebiliyorlar.burada en önemli olan çocuklara öğretmenmiş gibi mesafeli davranmayıp arkadaşları gibi olabilmek ego tatmini değil yani.
Bağırmayın anlayışı da yoktur tegvde. Eğitim birimleri görevlileri sizle ilgilenmezler kurumun amacının pek farkında değil gibilerdir, niyetleri o günü geçirebilmektir. Sınıftan tuvalet bahanesiyle çıkanlar orda koşuyormuş diye kaç kez çalışan görevli amcalar ben sınıftayken sınıfa bağırmıştır. Tabi burda bir de şu var çocuk 2. Sınıfta zaten orayı bir oyun merkezi olarak görüyor sen iki derslik bir sürede her şeyi kendimiz yapacağız diye toz boyalarla tutkallarla çocuğa bazen eziyet etmiş oluyorsun.
Lakin çok da güzel şeyler yaşanabiliyor misal bana bir çocuk evde kağıt hazırlayıp getirmişti üstüne beni sevdiğini yazmış yapıştırmalar yapıştırmış.ben resim yapmayı sevmem kız oyunları bunlar diyen çocukların da zaman geçtikçe grup çalışmasına alıştığını gözlemleyebildim. Fakat öyle çok da sevgi dolu bir ortam olmadığını da belirtmem gerek siz öğrencilerle gülün bittiğinde de anahtarı teslim edin çıkın derim boşverin.
Şapka devrimi denilen şey modernleşme çabaları altında koyulmuş kanundur. Kemalistler eleştirtmese de uygulanmasında yapılan aşırılıklar vs bugün kesinlikle tartışılmalıdır, bir diğer için;
(bkz: müzik inkılabı)
(bkz: müzik inkılabı)